Çizgi roman okuyucuları olarak, gerek çizgi roman piyasasında olsun, gerek internet ortamında olsun, gerek çizgi roman okurken olsun bıktıracak seviyede tekrarlanan veya çizgi roman okuyucusu olmayı işkence haline getiren çeşitli olaylar yaşıyoruz. Bunlardan birkaçına değinmek istedim. İşte hzzetmediğimiz olaylardan bazıları:
- Çizgi roman okyucusu olup da şu tür bir diyaloğu yaşamayan yoktur.
-Peki sen çizgi roman okur musun?
-Tabi, her hafta "... (herhangi bir mizah dergisi)" alırım.
-hımm... (kafa yavaşça aşağı yukarı sallanır ve ortamdan seri bir şekilde uzaklaşılır)
Çoğumuz mizah dergisi takip ediyoruzdur, hatta ben çizgi roman okumadan çok daha uzun bir süre önce mizah dergisi takip ediyorum, hala da takip ederim. Fakat bana göre karikatür ile çizgi-roman arasındaki farkı bilmemek gerçekten ayıplanacak seviyededir.
- Benzer bir diyalog daha:
-Senin ne gibi ilgi alanların var?
-... (bir çok şey sayılır), çizgi roman okurum.
-Yaşın geçmedi mi çizgi roman için? (sorusunu soran bu eleman, %90 ihtimalle hayatı boyunca iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kitap okumuştur)
Bu soruya verilecek en iyi cevap kişiye absolute watchmen, V for Vendetta ciltleri göstermek olacaktır.
-... (bir çok şey sayılır), çizgi roman okurum.
-Yaşın geçmedi mi çizgi roman için? (sorusunu soran bu eleman, %90 ihtimalle hayatı boyunca iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kitap okumuştur)
Bu soruya verilecek en iyi cevap kişiye absolute watchmen, V for Vendetta ciltleri göstermek olacaktır.
- Ülkemiz'de çizgi roman okuyucuları genellikle (elbette hepsi değil) Fumetti-Frankofon ve Comic-Manga şeklinde ikiye ayrılır. Fumetti takımı Comic'lere "Bi takım adamlar pelerin ve maske takıp birbirini eşek sudan gelene dek dövüyor" şeklinde, Comic takımı ise Fumetti'lere "Spagetti Western çakması tiplemeler bi amaçsızca birbirini vuruyor" şeklinde b.k atar. İkisi de yanlıştır, iyi bir çizgi roman okyucusu çizgi romanı yapıldığı yere göre değil, kalitesine göre değerlendirmelidir.
- Yukarıda belirttiğimin daha da kötüsü vardır, bütün çizgi roman dünya'sını bir karakter veya bir firmadan ibaret zanneder. Onlara göre çizgi roman Batman demektir ya da Marvel demektir. Bu da çok yanlış bir tutumdur.
- Çizgi romana hiç değer vermeyip, okuyucunun da verdiği değere saygı göstermeyen elemanlar vardır. Birkaç ay öncebir arkadaş masada iz yapmasın diye içeceğini Watchmen cildimin üstüne koyacaktı. Son anda durdurdum
- Benzer şekilde eleman çizgi romanı incelemek amacıyla eline alır, 180 derece açar, hatta bazen bu da kesmez gider ön kapağı arka tarafa gelecek şekilde kıvırır. Bunu bir de Arka Bahçe cildine yaparsa (ki genelde öyle olur) o cildin sonu olur.
- Arşivlerin korkulu rüyası 1-3 yaş arası çocuklardır, eğer evde altında bezle, yürümeyi yeni öğrenmenin verdiği hevesle ağzından salyalar akıtarak koşuşturan bir çocuk varsa çizgi romanlarınızı erişemeyeceği bir yere kaldırın, hatta görmesin bile. Aksi takdirde fasiküllerinizi elinde buruşturup, ciltlerinizi diş kaşıma aracı olarak kullanıp köşelerde sayfalara dahi işleyecek bir biçimde çeyrek dilimlik izler bırakıp, rengini soldurana dek emebilir. Bu gibi durumlar için elde gözden çıkarılmış bir kaç fasikül bulundurmak en iyisidir.
- En nefret ettiğim durumlardan biri de Firmaların o bitmek bilmeyen hikayenin ucunu açık bırakma isteğidir. Senaryonun bir şekilde sonlanmasını beklerken öldü sandığınız adam elini kaldırır ve sayfanın sağ alt köşesinde "The End?" şeklinde bir yazı belirir. Muhtemelen bu end'dir, devamı gelmez ama sonu da belli olmayıp seriden tiksinmenize sebep olabilir.
- Yukarıdaki durumdan daha kötü tek bir şey vardır. O da okuduğunuz Wolverine one-shot'ının (adı üstünde one-shot, hikaye orada bitmeli) sonunda bu hikayenin devamı X-Men bilmem kaçta yazmasıdır. Klasik ticari numaralardan biridir. Bu gibi durumlarda yapılacak en güzel şeyde sağlam bir Minutemen taraması bulup pc'den okumak olacaktır.
- Çok önemli serilerin okuyucu kitlesi tarafından bariz bir şekilde sevilmeyen yazar ve çizerlere bırakılmasından nefret ederim. Bu örnek herkes için geçerli olmayabilir ama, Punisher'ı Steve Dillon'ın çizmesinden bıktım. Max serisinde adam gibi bir Punisher ne güzel, adam gibi Punisher okuyorduk, şimdi serinin çizimleri yine Dillon'da.
- Büyük evrenlerde (DC ve Marvel) gibi, önemli karakterlerin ölmesi ve geri dönecekleri kesin olduğu halde bu olayların büyütülmesi (bkz: Batman, Captain America)
Şimdilik aklıma gelenler bu kadar, buldukça yazmaya devam edeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder